Sosyal Doku Vakfı bünyesinde sürdürülen Mus’ab bin Umeyr Davetçi Okulu karakter eğitimi programı, ülkemizdeki seçkin ilim adamları, mütefekkir, sanatçı, siyaset ve bilim insanlarını ağırlayarak tecrübelerinden istifade etmeye devam ediyor.

Misafir katılımcılar ve konuşmalardan kısa pasajlar..

Hüseyin Akın (Şair-Yazar)
Mahmut Bıyıklı ile Hüseyin Akın arasında söyleşi şeklinde işlenen derste “Şiir Nedir?” soruna: “Şiir İlm-u Haldir, halin ilmidir. Şiir içeride kaynadıkça kaynayandır. Dua davettir. Her şiirde dua vardır. Rabbim yanımda olur musun? Sezai Karakoç’a göre Şair de çağın şahididir. Kelimeler tahrik eder şairi. Deniz ilk defa bakıyor gibidir samimidir ve hayret verici.” dedi ve “Yazmak insana ne sağlar?” sorusuna “Yazmak okumayı, okumak düşünmeyi teşvik eder. Terapi, tedavi. Yazmak bir disiplindir hayata yansır ama konuşurken bunu göremezsiniz. İnsan Tek düze konuşur ama yazarken öyle değildir.”…

Nurullah Genç (Şair)

İnsan iki zayıflığın arasına hapsedilmiş bir güçtür. Çocukluk ve gençlik dönenimde yapacağınız hata, hayatınızı yerli yeksan eder. Kendinize yolculuk yaptınız mı hiç? Bir insanın kendine yolculuğu, yarı kapalı hallerinize yolculuktur.
Elinizi taşın altına koymadan bir başarı beklemeyin. Bu yolculukta gerekli olan şeyler; Sabır, Cesaret, Hayal, Plan ve zamandır” Başarı da yetenek, bilgi, genel kültür, motivasyon dörtlüsü gereklidir. Size fazladan bir şey verseler nasıl kullanacaksınız? Zaman, sizin kontrolünüzdendir. Başarı, veren el olmakta gizlidir.

Ali Ayçil (Yazar)

Bizde şiir zevkten ötedir, dava da bir silahtır. Kendini entelektüel manada geliştirmeyenin bu çağda ayakta kalacağını düşünmüyorum. Dolayısıyla birçok alanı bilmemiz gerekiyor. Nitelikli yerli aydın yetiştirmemiz gerekiyor.

Demirhan Kadıoğlu (Karikatürist)

Karikatür, sayfalarca yazıyla iletemeyeceğiniz bir şeyi, bir kareye genellikle mizahi olarak sığdırmaktır. Fıkra gibidir karikatür, biraz ciddi biraz komik biraz da düşündürücü. Ama özellikle bu zamanda karikatürist bile olsanız, teknolojik gelişmelerden haberdar olmalı ve bunu uygulayabilir olmalısınız.

Dursun Gürlek (Tarihçi Yazar)

Dil, din, tarih çok önemlidir. Türkçenin güzelliğinden o kadar uzaklaştık ki yazıldığı zamanın açık dili olarak kabul edilen Safahat, gençlere “Ağır geliyor!” deniliyor. Günlük kelimelerimizde, 10.000 kelimeden 250 kelimeye düştük. “Öğretmen” dedik, o da “Öğretmem” demişti Cemil Meriç.
“Her kelime kültür ve ilim hazinesine açılan anahtardır. Bu anahtar olmadan kültür ve ilim hazinesine girmek mümkün değildir.” diyen Dursun Gürlek, Türkçemizin öneminden bahsedip aslımızı da unutmamamız gerektiğini ifade etti. Çünkü kelimelerin de dili vardır. Bizler, kendimizi kelimelerle ifade ederiz. Örneğin, efendimiz diyoruz ama efendimiz Fransızca bir kelime. Bu kelimeyi dilden almamışlar ama Arapça kelimeleri katletmişler. Bizim bir an önce ecdadımıza, ecdadımızın topladığı ve çıtasını yükselttiği ilim penceresine devam edebilir hale gelmemiz lazım. Buna bir an önce Osmanlıca öğrenerek başlamalıyız dedi.

Ali Rıza Demircan

Müslümanların halinin izahını yapan Ali Rıza Demircan hoca, kurtuluşun Kur’an ve sünnette olduğunu, günümüz meselelerini günümüz mantığıyla değil asr-ı saadet mantığıyla sünnet çerçevesinde çözebileceğimizi ifade etti.

Ali Haydar Haksal (Yedi İklim Dergisi Genel Yönetmeni)

Ali Haydar Haksal riyasetinde üç hafta olarak plânladığımız Üstat Necip Fazıl ve Sakarya şiiri tahlil programını gerçekleştirdik. Şair ve şiirin İslâm davası için ne ifade ettiğini anlatan Ali Haydar Haksal, Üstadın Zehir adlı şiirini okuyarak programı tamamladı.

Ramazan Kayan (Araştırmacı-Davetçi-Yazar)

Sosyal Doku Vakfı bünyesinde eğitim alan 4. Dönem Mus’ab bin Umeyr Davetçi Okulu öğrencileri, bu hafta Davetçi Metodu için Anadolu Platformuna misafir oldular. Ramazan Kayan hocamız ‘Davetçinin Temel Vasıfları’ hakkında konuşmalarını yaptılar.

Mus’ab bin Umeyr şuurunda gerçekleşen derste Ramazan Kayan, Davetçi vasıflarını “Altı A” adlı başlıkta inceledi:

Aşkınlık; dava adamının hedefi ahirettir. Hesabını veremeyeceğimiz bu hayat bizim olamaz. Aşkınlık; Dünyada cennetin kokusunu alabilmektir. Arınmışlık; davetçi Furkan-ı Kerim ile aydınlanmadan davet yapamayacağıdır. Kirli eller İslam’ı taşıyamaz. Adanmışlık; hangi davanın fedaileri varsa o davanın önü açıktır. Bu hak olduğu gibi batılda olabilir. Aidiyet; Biz Allah’a aidiz. (Enam163) Bizler bu dünyada misafiriz ait oluğumuz yer cennettir. Biz ümmete aidiz, ümmet-i Muhammed’iz. Aksiyon; İman harekete geçmek demektir. Tembellik, korkular kaygı ve endişelerimiz imanla çelişir Aşk; Bizi harekete geçirecek dinamiklerden birisi de Aşk’tır. Aşk, nefes, ufuk ol… Biz kuru akıl ehli değil aşk ehliyiz. Hesabi değil hasbi olmamız gerekiyor. Yüreğimizi ortaya koymamız gerekiyor…

Diyerek sözlerini sonlandıran Ramazan Kayan, davetçilere hayatlarında başarılı bir davetçi olmalarını temenni etti.