Müslümanlar olarak yılın her ayını olgunluk ve istikametle geçireceğimizi öğrendiğimiz Ramazan ayına kavuşmuş bulunuyoruz. Her müminin sevinmesi, kalbinin ferahlıkla dolu olması gerektiğinin yanı sıra, hüzünlenmek için de çok sebebimizin olduğu zamanlardayız.

Doğu Türkistanlı, Suriyeli, Afganistanlı, Iraklı, Yemenli kardeşlerimizin ciddi eziyetler ve işkenceler altında geçirmeye mecbur kaldığı bu mübarek ay, bütün Müslümanlar için tefekkür ve diğerkâmlığa kapı aralatacak bir fırsat olmalıdır.

“İki kişinin yemeği üç kişiye, üç kişinin yemeği de dört kişiye yeterlidir.” buyuran Peygamber Efendimiz aleyhisselamın yaşayışını en güzel hâliyle örneklendirmeye yaklaşabilmek için bu mübarek ay, bir daha gelemeyeceğini hesaplayarak değerlendireceğimiz eşsiz bir fırsattır. Edebinden sesi çıkmayan mazlum ve fakirleri toplumumuzun köşe bucağında arayıp bulmalı, “sağ elin verdiğini sol elin görmeyeceği şekilde” görevimizi yerine getirmeli ve komşularımıza daha çok ilgi gösterip birbirimizle mesafelerimizi kapatmalıyız.

Amacından saptırılmamış, ibadetlerle diğer zamanlardakinden daha çok zenginleştirilmiş bir Ramazan, sonraki on bir ay için temizleyici görevinde olacaktır. İlim meclislerine daha çok katılmak, seccademizle başbaşa daha çok vakit geçirmek ve gözyaşı pınarlarımıza yol vermek içimizde güzellik ve terbiye adına harekete vesiledir.

Dünyanın her yerindeki Müslüman kardeşlerimizin mübarek Ramazan ayını tebrik ediyor, İslam âleminin kurtuluş ve yükselişine, Müslümanlar’ın da toparlanmasına vesile olmasını Rabb’imizden diliyoruz.

Nureddin Yıldız