Vakfımız bünyesinde eğitim gören bir grup hafize hanım, Hadis-i Şerif bereketiyle yol almak niyetiyle, Nureddin Yıldız hocamızdan “Et-Terğib ve’t-Terhib” kitabını okuyarak, Muhterem Prof. Dr. M. Yaşar Kandemir hocamızın katıldığı programla, hadis ilminin büyük imamlarından Hafız el-Münziri’nin bu bereketli kitabını tamamladılar.

Hafize hanımlar, peygamber efendimizin hadislerini öğrenmek ve başkalarına öğretmek için büyük cehd ve gayret sarf eden, bazen bir hadisi ilk duyan sahabeden öğrenmek için bir aylık yolculuk yaparak Resulullah efendimize olan aşk ve bağlılıklarını ortaya koyan ashab-ı kiram ve sonraki nesiller izinde, bereketli bir çalışmaya imza attılar.

14 aylık sürede, aralıksız her gün iki saat, örneğine az rastlanır bir usulle, Nureddin Yıldız hocamızla telefonla ders yaparak, Terğib ve Terhib‘de yer alan 5580 hadis-i şerifi ayrıntılı olarak okuyarak, dersler çıkardılar.

“Kimin evinde bir hadis kitabı varsa ve orada peygamber efendimizin hadisi şerifleri okunuyorsa orada konuşan bir peygamber vardır” şuuruyla, hadis öğrenmeye ve öğretmeye azmeden hanımlar, dualar eşliğinde, yeni hedefler için niyetlerini tazelediler.

Duygulu anların yaşandığı programda Prof. Dr. Yaşar Kandemir hocamız günün hatırasına, hazırlanan tabloyu, diploma niyetine, kitabın tamamını eksiksiz okuyan Hafsa Bilgin hocahanımın babası İsmail Bilgin’e takdim etti.

Programda bir konuşma yaparak, derslerin yapılış usulüne değinen Nureddin Yıldız hocamız, konuşmasında şu ifadelere yer verdi.

“On kadar hafize kızımız, hadis-i şerif bereketiyle yollarına devam etsinler diye, Terğib ve Terhib’den okumaya karar verdik.

Bir tanesi sabitetil-kadem oldu. O, 1. hadisten son hadise kadar hiç aksatmadı. Diğerleri vazifeleri olduğu için fırsat buldukça derse katıldılar.

12 Ekim 2014’te başladık hadis-i şerif okumaya, 25 Aralık 2015’te bitirdik.

Toplam 778 ders yaptık. Her gün 07.00-08.00 ve 18.00-19.00 arası ders yaptık.

389 gün ders için bulunmuşuz. 5580 Hadis-i Şerif Okuduk. Terğib ve Terhib’in tamamı.

Dersin calibi dikkat tarafı, hoca olarak ben talebe olarak O, hiç yüz yüze gelmedik. Telefonla ders yaptık. Şehir dışında cep telefonu, şehir içinde dahili telefonu kullandık.

Ders öncesinde kızlarımız Hadis-i Şerifin Arapçasına, i’rabına hazırlandılar. Fıkhi meseleler varsa onlara hazırlanıp geldiler.

Okuduğumuz kitabın hem muhakkiklerinin dip notlarını hem de Münziri Rahmetullahi aleyhin hadislerle ilgili getirdiği hükümleri tek tek inceledik. Anlaşılmayan kelimeleri İbnül Esir’den takip ettik….

El-Ğuri isimli zatın, Mu’cemul Mustelati-l Hadisiye isimli kitabından da burada geçen ıstılahlarını tekrar aldık. Leyyin bu, ravi dediği zaman, leyyini tazeledik, ne demektir leyyin diye. Hocahanım 150 civarında hadis-i şerifi de bayanlar için araştırılacak ve Münziri’nin mantığına göre adab oluşturacak hadis diye belirledik. Hocahanım dosyalar açıp o hadisler eksenli 150 ilmi konu seçti kendisine.

Kitaptaki fıkhi mülahazaları baştan sona kadar ele aldık. Mesela sadaka ile ilgili hadislerde, bu asırdaki sadaka nasıl olmalıdır konusuna girdik. Bazen bir hadis okuduk, 4-5 saat o hadisin tafsilatına girdik. Bazen de 20 hadis okuduk.

Özellikle kitabın tertibinde bir hikmet aradık. Mesela en son konu olarak cennette ebedi kalmakla ilgili hadisleri koyuşundan bir hikmet çıkarmaya çalıştık…..

14 ay boyunca sadece benim hastanede yattığım iki gün, iki günde hocahanımın dedesi vefat etmişti, iki gün de o zaman zannediyorum, 4 gün eksiğimiz var. Sabah namazı gibi kabul ettik bunu, Elhamdülillah.

Şimdi inşallah hocahanımla İsmail Lütfi Çakan hocamın hadis okuma ile ilgili iki kitabını bir kaç günde okuyacağız, ondan sonra bir miktar usul-ü hadise girip Buluğu’l Meram ezberine geçecek.”

Program’da söz alan Prof. Dr. Yaşar Kandemir hocamız, talebelere dua ve nasihatlerde bulunarak konuşmasında şunlara değindi:

“Hadis-i Şerifler, Yüce Kitabımız’ın tefsiridir, şerhidir. Bu itibarla hadislere önem veren insanlar, dolayısıyla Kur’an’ı Kerim’i de aynı zamanda incelemiş olurlar. Hadis-i Şerifler bizim her şeyimizidir. Biz dini, Peygamberimizden öğrendik. O olmasaydı ne Rabbimiz’i bilebilirdik ne de doğru dürüst bir dinimiz olabilirdi. Efendimiz sallallahu aleyhi vesellem Allah’ın kitabını bize en güzel tarzda açıklamıştır. Ashab-ı Kiram da Fahri Alem efendimizin hadislerine önem vermişler, onları öğrenmek ve başkalarına öğretmek için büyük cehd ve gayret sarf etmişlerdi. Sizin de inşallah bir hadis talebesi olarak, günümüzde pek rastlanmadığı şekilde hadislere sahip çıkan onları evvela kendi kalbinde muhafaza etmeye çalışan, sonra da bu şereften nasibi olmayan kardeşlerimize iletmek üzere, kendilerini yetiştiren insanlar olarak çok büyük ecir kazanacağınızı, çok büyük sevap kazanacağınızı biliyorum.”

Ashab-ı kiramın hadisleri öğrenmek için gösterdikleri gayretlere örnek veren Prof. Dr. Yaşar Kandemir hocamız sözlerine şöyle devam etti.

“Bir hadis-i şerifi müzakere etmek için ve bir hadisi peygamber efendimizden ilk duyan sahabeden öğrenmek için bir aylık yolculuk yapan insanlar vardır….

Bu insanları yalın ayak, kumların üzerinde, memleket memleket dolaştıran, hadis aşkıdır. Resulullah sevdasıdır.

Efendimizden 1500 yıl sonra, biz şimdi daha çok gayret sarf etmek, efendimizin hadislerini iyice öğrenmek ve onu bilmeyenlere, hadis kokusundan haberi olmayanlara iletmek durumundayız. Bunun ecri sevabı elbette son derece yüksektir.

İnşallah sevgili yavrularım; efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin hadislerini öğrenmek için gayretiniz artarak devam eder. Böylece hem efendimizin şefaatına nail olursunuz, hem Rabbimiz’in rızasını kazanırsınız.

Bizim için en önemli sermaye dinimizin ikinci kaynağı olan hadis-i şerifleri öğrenmek ve ondan mahrum olan insanlara öğretmektir.

İnşallah hayatınız boyunca hadis-i şeriflere hizmet etmeye devam edersiniz, yeni yeni hadis-i şerifler öğrenirsiniz, yeni yeni kitaplar okur bitirirsiniz ve etrafınıza onları yayarsınız, öğretirsiniz….

Kimin evinde bir hadis kitabı varsa ve orada peygamber efendimizin hadisi şerifleri okunuyorsa orada konuşan bir peygamber vardır.”