Önceki durakları Bolu ve Trabzon olan, 2013 yılında Sünen-i İbn-i Mace ile yola çıkan Bu Ümmetin Âsiyeleri bu yılki Ramazan kampında “Selâm Diyarına Yolculuk”u Vakıa Suresi tefsiriyle, şehrin ortasında, sosyal hayatın merkezinde, İstanbul’da hissetme gayretinde oldular.
Hedefleri aylar önce belirlenmiş, programı için istişareler gerçekleştirilmiş, planlaması ve uygulanması tamamen bayanlardan oluşan bir ekip tarafından yapılmış olan “Selâm Diyarına Yolculuk” Kampı, yoğun teveccüh gösterilen açılış programı ile başladı.
“Selâm Diyarına Yolculuk Kampı”nda hedeflenen noktalardan bazıları:
– Vakıa Suresi’nin tefsiri ile birlikte ezberlenmesi,
– Kalpleri ve zihinleri cennete ayarlı hâle getirmek,
– Öncü Öndekilerden olabilmek,
– Rabbimizin asıl ziyafetine cennette ulaşabilmek,
– Naim Cennetleri’nde soluklanana kadar ayakta kalabilmekti.

Bu yolculukta azık mesabesinde olan dersler ise;

– Vakıa Suresi Tefsiri,
– Vakıa Suresi Ezberi,
– Vakıa Suresi Üzerinden Arapça,
– Vakıa Suresi Belagatı,
– Ramazan Fıkhı,
– Pratik Hadis-i Şerifler,
– Sonu Cennet Olan İlim Talebeliği,
– Ümmetimizin Anneleri,
– Dededen Toruna,
– Kitap Tahlil ve Sunumları,
– Seminer ve Sunumlar,
– Konferans İzlenimi ve Tahlili,
– Hadis Ezberi,
– Makale Okuması ve Tahlili
– Dua Saatleri,
– Grup Mütalaası,
– Kitap Okuma Saati’ydi.

Her karesinde “Sabigûn” “Önde Olanlar”ın özelliklerinin yakalanmaya çalışıldığı kampta, başlangıç Kur’an’ımızı idrakin ashab-ı kiramın idrakine benzetilme niyetiyle yapıldı. Akıllar “Kur’an okurken ağlayın, ağlayamıyorsanız ağlıyormuş gibi yapın.” hadis-i şerifinde takılı kaldı. Tefsir dersleri müddetince bu hadis-i şerifteki seviyenin yakalanması için hissiyat canlı tutulmaya gayret edildi. Ayrıca toplamda on iki saatte yapılmış olan tefsirden sloganlar oluşturularak sık sık heyecan tazelemesi vesilesiyle gür bir nida ile tekrar edildi. Ve bu on iki saatte Kur’an’ımızla baş başa kalmanın derin hazzı yaşandı, her fert plan ve hedefini Vakıa Suresi ile yoğurdu.
Arapça bilmeyen, daha önce de Kur’an’ımızdan namazda okuyacak kadar ezberi bulunan pek çok katılımcı da dâhil olmak üzere Vakıa Suresi tüm katılımcılar tarafından ezberlendi ve muhakkak bir hafıza dinletildi. Sure ezberlenmekle iktifa edilmeyerek sureden seçilmiş 68 kelime de manalarıyla ezberlendi. Bu vesileyle gündemler Vakıa Suresi üzerinde kilitlenmiş oldu.
Vakıa Suresi Belagatı ile ise Kur’an’ımızın mucize oluşu tekrar tekrar müşahede edildi ve bir sure ile fark edilen bu gerçeğin 114 sure hakkıyla okunduğunda kişiyi dünyadan Arş’a kadar nasıl bir iman ve heyecana sevk edeceği de tefekkür edildi.
“Mealimu İrşadiyye” isimli Arapça eser üzerinden “Sonu Cennet Olan İlim Talebeliği” dersi yapılarak ilim talebeliğinin aslı ve vasıfları işlendi, ilim sevdasının kalpte nasıl yer bulacağı canlı örnekler ve realiteler üzerinden değerlendirilip ya ilmi öğreten ya öğrenen ya dinleyen ya seven olup beşincisi olmama şiarı özümsendi.
Pratik Hadis-i Şerifler dersinde ise “el-Veciz” isimli hadis kitabının “İlim” bölümünden hadis-i şerifler okunarak ilim ile mesafeler ölçülüp kapatılma gayreti hedeflendi.
“Selâm Diyarına Yolculuk” ikra emri yer bulmadan yapılamazdı. Bu nedenle katılımcılar iki kitap okuyarak değerlendirmesini yaptı ve farklı alanlardan üç eserin de sunumunu dinledi.
Ümmetimizin Anneleri başlığında da Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellemin pak eşleri, annelerimizden daha annemiz olan on üç şahsiyetin hayatı, sevmek ve peşlerinden gitmek hedefiyle sahih bilgiler çerçevesinde öğrenildi.
“Selâm Diyarına Yolculuk”u daha emin adımlarla yapabilmek adına “Mü’minin Cennetteki Mükafatları, Geçmiş Ümmetlerin İmtihanı ve Günümüz, Nimetler Karşısında Müslüman, Doğruluk ve Müslüman, Önde Olanlar, Fitnelere Karşı Tutumumuz, Kıyamet Alametleri….” gibi pek çok başlık da yapılan seminer ve sunumlar arasındaydı.
Hadis-i şerif ezberiyle ise zihinlerin Resulullah sallallahu aleyhi ve sellemin sözleriyle donatılması arzulandı. Bu arzuyla ezberlenen hadis-i şerifleri hayat parolası, mü’min kimliğinin parçası hâline getirebilmek adına mütalaalar yapıldı.
Yirmi iki gün adeta nefesler tutuldu, az olacakları belli olan “Sabigûn”dan olmak için gözyaşları döküldü, cennetteki nimetler hayal edilmeye çalışıldı, cehennemin kulu hatadan koruyacak bir sistem olması için dualar edildi. Teravih hatimle kılındı, her gün en az bir saat Rabbimiz’in Kelamı Kur’an’ımız önünde diz çökerek hatimler yapıldı.
Kampta, başta Şehide Esma Biltaci’nin annesi Sena Biltaci olmak üzere farklı kurum ve vakıflardan misafirler iftar vesilesiyle ağırlandı, beraber açılan ellerle dualara “Âmin” dendi.
“Selâm Diyarına Yolculuk” kampında ağızlarda kalan tat; Kur’an’ımızla Ramazanımızın buluşma tadıydı. Kamp nihayete erdiğinde duyulmak istenen tek söz Rabbimiz’in cennetlik kullarına müjdelediği “selâmen selâma” sözüydü.
Kampta tüm katılımcıların kalbinde sızı olarak kalan ise iki isim vardı. Biri; kızlarına miras olarak Vakıa Suresi’ni bırakan Abdullah ibni Mesud radıyallahu anh. İkincisi ise; biz defterlerini sağ elinden alanlardan olmaya bakalım, diye gözyaşı döken Hasan-ı Basri rahmetullahi aleyh.
Kamp, yine yoğun bir teveccühle gerçekleştirilen kapanış duası ile sona erdi. Bu dua vesilesiyle melekler ve mü’min hanımlar yirmi iki günlük yolculuğa şahit tutuldu, Kur’an’lı mü’min olma hedefi hatırlatıldı, kulaklarda kalan son ses ise Hafız Abdussamed rahmetullahi aleyhin Vakıa Suresi tilaveti oldu.