Mısır’da yaşanan darbeye karşı Mısır halkının verdiği mücadelede fedakârca bir tavır ortaya koyan ve bütün şiddet uygulamalarına rağmen mücadelesinden vazgeçmeyen İhvan-ı Müslimin (Müslüman Kardeşler)’i daha yakından tanımak ve anlamak üzere “İhvan Kampı” gerçekleştirdik.

Nureddin Yıldız Hocamızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz programa öğrenci velilerimiz de misafir olarak katıldı. Hocamızın İhvan hakkındaki sunum ve açıklamalarının yanı sıra programda çeşitli etkinlikler de yer aldı.

Abdulbaki hocamızın takdimiyle başlayan programda dernek başkanımız Salih Beşir ve eğitim koordinatörümüz Cemal Yılmaz programın önem ve anlamını ifade eden açılış konuşmaları yaptılar.

Nureddin Yıldız Hocamız, kampın ilk günü İhvan-ı Müsliminin kurulduğu dönemdeki dünyanın genel durumunu tasvir ettikten sonra, İhvan’ın genel prensipleri ve Hasan el-Benna’nın “İşi meşgul insan bitirir!” sözünden hareketle nasıl yola çıktığını dile getirdi.

Hasan El-Benna’nın ümmetin adeta ölü durumunda olduğu, parçalanmışlık ve ırkçılığın kol gezdiği bir dönemde “İslam” ve “Kardeşlik” kelimeleri üzerine bir hareket başlattığını ve o dönem şartlarında bunun yürek isteyen bir çıkış olduğunu vurguladı.

Zamanın şartlarının elverişsizliğine rağmen Hasan El-Benna ve arkadaşlarının ihlasları sayesinde bu gün bile ilkeleri bozulmamış ve heyecanını kaybetmemiş bir hareketi ortaya çıkardıklarını aktardı.

“Hasan El- Benna Kur’an’dan başka bir şeyin etkisi altında olmadığı için Kur’an ve Hadise uygun olarak ‘El-ihvan’ı Müslimin’ ismini kullandı” dedi.

Nureddin Yıldız hocamız konuşmasında hocası Abdulfettah Ebu Gudde’nin Hasan El-Benna hakkındaki “Mülhem Adam” sözünü ve yine El-Benna hakkında Seyyid Kutup’un “ismine uygun olarak (Güzel bina kuran) İslam Ümmetini yeniden inşa etti” tespitini paylaştı.

Ana hatlarıyla İhvan’ın çalışma prensiplerini aktaran hocamız, Hasan El-Benna’nın;
– Kur’an’ı Rasulullah’a indiği gibi bütünüyle aldığını,
– Önemli ve öncelikli işler tasnifi yaptığını,
-“İşimiz vaktimizden çoktur” sözünü söylediğini ve bu doğrultuda iş yaptığını,
– Kültüre ve eğitime büyük önem verdiğini,
– Zühd halinde yaşadığını, dünyaya ve dünyalıklara tenezzül etmediğini,
– Kötüyle değil kötülükle mücadele ettiğini,
– Kur’an’a her zaman bağlı kaldıklarını Kur’an’la yaşadıklarını ve Kur’an dilini yaşatma mücadelesi verdiklerini,
– İhvan’ın ilkelerinden hiç bir zaman taviz vermediklerini, anlattı.

Hocamız, konuşmalarının son bölümünde zenginin malını sayarak zengin olamayacağımızı, dolayısıyla Hasan el-Benna’nın prensiplerini günümüze taşıyıp aynı şuurla neler yapabileceğimiz üzerinde durdu.

Programda Ulucanlar Cezaevi eski müdürü ve Ulucanlar kitabının yazarı Vehbi Camgöz bey de hatıralarından bazı bölümleri aktardı.

Fahri Sevimli hocamızın yönettiği oturumda, katılımcılar, veli ve eğitimci hocalarımız da söz alarak İhvan hakkında aktarımlarda bulundular.

Sunumlar bölümünde öğrencilerimiz “İhvan’ın tarihi seyri, eğitim metodu, anlayışı ve çalışma prensipleri, dünyaya etkileri” gibi değişik yönlerini inceleyerek katılımcılara aktardılar.

Yürüyüşler, sportif faaliyetler ve yarışmalarla renklenen programımız değerlendirme konuşmalarıyla tamamlandı.