“KULLARA KULLUKTAN ALLAH’A KULLUĞA”
Ramazan kampı yapıldı

 

Sosyal Doku etkinlik kulübü üyesi imam hatip liseli öğrencilerimiz ve sezon boyunca vakfımızda yapılan derslere düzenli katılan tıp, hukuk ve mühendislik fakültesinden bir grup üniversite öğrencisi, Ramazan ayını Bolu-Aladağ Sosyal tesislerinde ihya ederek değerlendirdiler.

Eğitim-öğretim sezonun bitmesiyle birlikte tatil yapmak ve dinlemek yerine yoğun bir programı tercih eden öğrenciler, yirmi gün süresince keyiflerinin onlara verdiği mesajlardan sıyrılıp Allah’a kulluk kampına girdiler.

Bütün dünyevi şehvet ve arzuların azaltıldığı, ibadetlere odaklanıldığı Ramazan ayında, üst düzey performans gösteren gençler, ilk farkı uyku, yemek ve teknolojideki gayretleri ile ortaya koydular. Kamp boyunca altı saatten fazla uyumayan, sadece iftar ve sahur yapmalarına rağmen iki kişinin bir kişilik yemeği yediği ve cep telefonu, bilgisayar ve internetin olmadığı kamp ortamında kendilerini sadece Allah’a teslim etmeye gayret eden gençler aynı zamanda sabır ve iradelerini kullanma eğitiminden geçtiler.

Yirmi gün Enfâl sûresinin ana gündem olduğu kampta ağırlıklı olarak Enfâl sûresi ezberi, kelime tahlili, tercümesi, tefsiri ve günümüze çıkarılan dersler üzerine çalışıldı. Sûrenin genelinden çıkan en temel dersin “Kullara Kulluktan Allah’a Kulluğa” mesajı olduğu anlaşıldı.

Ayrıca sûrenin ilk ayetindeki ‘Allah’tan korkun ve aranızı düzeltin’ cümlesi, mü’min hayatın standardı haline gelsin diye tesislerin muayyen yerlerine asıldı, çok sık vurgulandı ve böylece kampın sloganlarından biri oldu.

Sesli okunan tüm namazlarda zammı sûre olarak sadece Enfâl sûresinden okuyan gençler, son gecelerde kıldıkları teheccüt namazlarında da her gece Enfâl sûresini hatmederek şirkin başının ezildiği ilk cihad olan Bedir gazvesinin konu alındığı bu sûreyi bütün hücreleri ile birlikte hissetmeye çalıştılar.

Her günün sabahından öğlesine kadarki sürede Enfâl sûresine kafa yoran öğrenciler, öğleden sonraki ilk saatlerde İmam Nevevî’nin ‘Erbeûn’ isimli hadis kitabını okudular, arapça metinleri ile birlikte ezberlediler. Her hadisin şerhini hocaları ile birlikte ayrıntılı bir şekilde yaptılar. Her öğrencinin düşüncelerini belirtip hadislerin güncel hayattaki örneklerinin verilmesi ile dersler pekiştirildi.

EnfalSûresi ve Erbeûn dışında öğrencilerimiz, Yusuf el-Karadâvî’nin “Tevhid’inHakikatı”, Hasan el-Benna’nın “Davet Esasları”, Abdulfettah Ebû Gudde’nin “İslam Edebinden Demetler” ve Nureddin Yıldız Hocamızın teşkilatlar için yaptığı konuşmalardan oluşan “Yoldaki Notlar” isimli kitapları okudular ve tahlil ettiler. Kitapların özellikle toplu bir şekilde okunması istifadeyi artırırken yine her öğrencimizin anladıklarını aralara girerek aktarması kitapların hazmedilerek anlaşılmasını sağladı.

İkindi sonraları yapılan yürüyüşler ve sportif faaliyetler, susuzluk ve açlığa rağmen, kampın en renkli kısımlarını oluşturdu.

Esas işin, İstanbul’a dönüldüğünde, bütün zevklerin ve heveslerin bizleri kuşattığı mekânlarda, burada kazanılan ruhun devam ettirilmesi gerektiği vurgulanarak kampa son verildi.

 

Özet kamp programı:

  1. Ana Tema: ENFÂL Sûresi – KULLARA KULLUKTAN ALLAH’A KULLUĞA
  2. Enfalsûresi Ezberi ve Anlaşılması
  3. İmam Nevevî’nin “Erbeûn” isimli hadis kitabının ezberi ve açıklaması
  4. Kitap Okuma ve Tahlili
    1. Tevhid’in Hakikati (el-Karadâvî)
    2. İslam Edebinden Demetler (Ebû Gudde)
    3. Davet Esasları (Hasan el-Bennâ)
    4. Yoldaki Notlar (Yavuz Baysan)
  5. Spor

 

 Kamp Gündeminden EnfâlSûresi Özeti

Ashab-ı kiram, nefis terbiyesi ve iman sadakati konusunda çıktıkları BEDİR imtihanını ilk hamlede kazanmışlardı. Ancak imtihan meydanda kılıçla sınırlı değildi. Ganimet imtihanı, meydanı terk etmeden önlerine çıktı. Küçük bir ayak kaymaları oldu ise de Allah’ın ayetleri iner inmez itaat ettiler ve kazandılar.

BEDİR gazvesi ile beraber inen Enfal sûresi, mümin isminin içini dolduran hükümler getirdi. Allah korkusu, Kur’an’dan haz alma, sadece Allah’a tevekkül, namazı eda etme ve infak bu içi dolduran konular olarak sunuldu.

Allah’ın mümin kullarına yardımı olmadan müminler bir iş başaramazlar. O’nun yardımı da kendisinin dilediği zaman ve yerde gerçekleşebilir. Önemli olan, o yardıma müstahak olmaktır.

Küfrün gücü Allah’ın dinine engel olmada mutlak bir güç değildir.

Müminler dinlerini yüz üstü bırakıp gitmemelidirler.

  • Allah’ın sözlerine açılmayan bir kulak, Allah diyemeyen bir dil insan olmayı belgelemek için yeterli değildir. Israrla Allah’a kulluğa yanaşmayanlar, Allah’tan hangi mucizeyi görseler sonuç değişmeyecek kadar kör bir kalp sahibidirler. Onların içlerindeki bir arıza yüzünden Allah onlara kapıları kapatmıştır. Yine de müminler, insanların neden Allah’a davet eden sese kulak veremediklerini incelemek durumundadırlar. Kimin kulağına ses nasıl ulaşır ve neler yapabiliriz sorusu müminlerin gündeminde olmalıdır.
  • Kur’an ve Sünnet bir hayattır. Bu hayata sırt dönmek insanın kendi kendine hıyanetidir. Böyle bir hıyaneti yapanlar, Allah’ın kalpleri ile aralarına girdiğini yani onların anlayışını körelttiğini görebilirler.
  • Fitne bir toplumda müstahak hale geldiğinde zalim-mazlum ayırımı olmaz; umuma gelir. Fitnenin nedeni olan menhiyatın umumileşmemesi gerekmektedir. İyiler kötülerden daha aktif ve yoğun olmalıdırlar ki, fitne müstahak olmasın.
  • Müminler emîn kimseler olmalıdırlar. Hıyanet müminin alnında kara bir lekedir. Can, ilim, din, mal, iş, aile… Her biri emanettir. Bunları zedeleyecek her uygulama da hıyanettir.
  • Allah’ın kuluna bir kılavuz sunması kadar büyük bir kolaylık yoktur. Kur’an buna FURKAN adını vermektedir. Furkan ise, takva sahiplerine verilmektedir.
  • Kâfirler, bütün zamanlarda Kur’an’ı susturmak için çeşitli hilelere başvurmuşlardır. Kur’an’ı eskilerin masallarından bir masal olarak görmeleri onların ilk çıkışlarındandır. Ama hiçbir zaman Allah’ın nurunu söndürmeye muktedir olamamışlardır. Onların çılgınlıkları, kimi zaman başlarına taş yağmasını isteyecek kadar aşırı oldu ise de Kur’an’ın seyrini etkileyememişlerdir.
  • Allah’ın yolunu tıkamak için bütçeler oluşturup harcamak küfrün eski silahlarındandır. O harcadıkları mallar onlar için sadece acılarını büyütecektir. Allah’ın onlara mühlet vermesi iyilerle kötülerin iyice ayrıt edilmesi, kötülerin cehenneme toplanmaları içindir.
  • Kâfirler kendilerine ölüm gelmedikçe, dönüp iman edebilirler; Allah’ın kapısı onlar için de açıktır. Eğer dönmezlerse müminler, din tamamen Allah’ın oluncaya kadar cihad etmeye devam edeceklerdir.

 

Çıkarılan Dersler

 

  1. Bedir savaşında Allah’ın müminlere zaferi takdir ettiği ama bunun hakkı yüceltmek ve batılı batırmak için olduğu…
  2. Bedir savaşında meleklerin müminlerin yanında yer alıp onlarla beraber savaşmaları bir hakikattir.
  3. Gerçek yardım Allah katındandır.
  4. Peygamber aleyhisselam efendimizin hicreti esnasında Allah’ın himayesinin açık seçik olduğu…
  5. Peygamber aleyhisselam efendimiz aralarında bulundukça umumi belanın insanlara inmeyeceği…
  6. İnsanın üzerine düşeni yaptıktan sonra her şeyde Allah’a tevekkül edilmesi gerektiği…
  7. Zulmün yıkım habercisi olduğu…
  8. Milletlerin kötüden iyiye dönüşümünün içlerindeki bozuk inanç ve ahlakı düzeltmelerine bağlı olduğu…
  9. Malların ve çocukların bir imtihan olduğu…
  10. Müminlerin düşmanlarına karşı her türlü hazırlığı yapmalarının gerektiği…
  11. Düşmanın savaşmaktan yana olmaması halinde barışın tercih edilmesi…
  12. Söze sadık kalınmasının gerekliliği… Sözünü çiğneyenin cezalandırılması…
  13. İslam’da savaşın amacının fitneyi engellemek, dini hür bir ortamda tutmak olduğu…
  14. Müslümanlar tek bir ümmettir. Kâfirler de tek bir millettir.